BilgiReklam

Okuryazarlık Türleri ve Anadolu’da Okuryazarlık Tarihi

Okuryazarlık türleri, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında hem görsel hem de yazılı kaynaklara erişimimizin artması ile birlikte sayısı giderek artan ve kendi içerisinde çeşitlenen bir konu haline gelmiştir. Anlamlandırmaya dayalı bir kavram olan okuryazarlık, okunan öğeleri kavrama ve yorumlama yetisine sahip olmak olarak tanımlanabilir.

21. yüzyılın en önemli getirilerinden biri olan; bilgi kaynağına pek çok farklı noktadan erişim sağlama imkanının, hem ülkemizde hem de dünya çapında okuryazarlık oranının artmasına olanak tanıdığı söylenebilir.

Bununla birlikte okuryazarlık tarihine bakıldığında, bu kavramın geçmişinin hem Anadolu’da hem de dünyanın farklı coğrafyalarında bin yıllar öncesine dayandığı fark edilmektedir. Okuryazarlığın gelişmesinde ve ortaya farklı okuryazarlık türlerinin çıkmasında, içerisinde bulunulan dönemin koşulları oldukça etkilidir.

Günümüzde okuryazarlığa verilen değer neticesinde bu konuya dair pek çok farklı çalışma yapılmakta; insanlara okuma alışkanlığı kazandırırken okuryazarlık becerilerini de artırabilecek projelere yer verilmektedir.

Örneğin 26 Ekim 2021 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Kütüphanesiz Okul Kalmayacak Projesi, ülkemizde okuryazarlık oranını artırmaya yönelik oluşturulan çalışmalardan biri olarak öne çıkmaktadır.

Kütüphanesiz Okul Kalmayacak Projesi ile birlikte, Türkiye’de kütüphanesi olmayan tüm okullara birer kütüphane yapılması ve mevcut kütüphanelerdeki kitap sayısının artırılması amaçlanmaktadır. Özellikle çocuklarda erken okuryazarlığı destekleyeceği düşünülen bu proje ile birlikte, kütüphane kullanma alışkanlığının teşvik edilmesi; böylelikle çocukların bireysel gelişimine katkı sağlanması hedeflenmektedir.

Peki konumuza tekrar dönecek olursak, dünya genelinde var olan ve gelişimini sürdüren okuryazarlık türleri nelerdir? Kültürel ve sanatsal bilgi birikimi ile dünyanın pek çok farklı coğrafyasını etkileyen Anadolu’da, okuryazarlığın tarihi dönüm noktaları neler olmuştur? İşte yanıtı!

Okuryazarlık Türleri Nelerdir?

Okuryazarlık tanımı, çağın getirilerine; farklılaşan bilgi ihtiyaçlarına ve bilgiye erişim sağlama durumuna göre tarihten bugüne dek süreklilik arz eden bir değişim göstermiştir. Örneğin uzak geçmişte henüz teknolojik yenilikler yaşantımızın merkezinde önemli bir role sahip değilken okuryazarlık, yalnızca yazılı bir metindeki harf ve sembolleri algılama ve buna uygun metinler üretebilmek olarak açıklanmakta idi.

Günümüzde ise okuryazarlığı incelerken tanımsal bir farklılık ile karşılaşırız. UNESCO tarafından yapılan tanıma göre artık okuryazarlık, farklı yazılı ve sesli kaynakları taradıktan sonra bunları tanımlayabilme; anlama, yorumlama, bir araya getirerek iletişim kurma ve hesap yapma yeteneğidir. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, okuryazarlık düzeyine bakılarak da anlaşılabilir.

Okuryazarlığın tarihi geçmişine bakıldığında, kendi içerisinde farklı türlere ayrıldığını görmek mümkün. Okuryazarlık türleri, aşağıdaki gibi incelenebilir.

1.   Görsel Okuryazarlık

Görsel okuryazarlık, temelinde görsel becerilerin yer aldığı fakat diğer duyular ile beslenebilen; en eski okuryazarlık türlerinden biridir. Görsel okuryazarlık, görme ve gördüklerini anlamlandırma yeteneği olarak tanımlanabilir.

Tarihte ilk olarak, 1969 yılında gerçekleştirilen Görsel Okuryazarlık Derneği’nde ortaya atılan bir kavram olan görsel okuryazarlık elbette yalnızca o dönemden itibaren değil çok eski çağlardan bu yana kullanılmaktadır.

Öyle ki yazının icadından önce yaşayan eski çağ insanları, birbirleri ile iletişim kurmak için çeşitli sembolleri kullanmışlardır. Buna ek olarak geçmiş dönemlerde tıp alanında öğrenimi artırmak amacıyla bazı anatomik resimlerden, matematik ve geometride de görsel çizimlerden faydalanıldığı bilinmektedir.

Çocuklara mümkün olan en erken yaşlarda kazandırılması gereken görsel okuryazarlık, yalnızca görsellere ve video görüntüleri görebilme yetisinden çok gördüklerini anlamlandırabilme becerisidir.

Buna ek olarak, zihnimizin görselleri kelimelere göre çok daha hızlı bir biçimde işlediği göz önünde bulundurulursa görsel okuryazarlığın yalnızca çocuklar için değil yetişkinler için de önemli bir beceri olduğu anlaşılabilir.

2.   Medya Okuryazarlığı

Yaşanan teknolojik gelişmeler odağında artan medya kullanımı, medya okuryazarlığının da okuryazarlık türleri arasına dahil edilmesine neden olmuştur. Medya okuryazarlığı nedir sorusunu, medya araçları üzerinden alınan bilgileri anlamlandırmak ve belli bir anlam çerçevesinde yorumlamak; eleştirmek ve kendi medya ürünlerini oluşturabilmek olarak açıklamak mümkün.

Yine çocuklar üzerinde etkisi çok büyük olan kitle iletişim ve medya araçlarından alınan iletilerin doğru yorumlanması, bu araçların onların gelişimlerine destek sağlaması noktasında oldukça önemlidir.

Buna ek olarak yetişkinlerin de medya okuryazarlığı konusunda bilgi sahibi olması, hem medya araçlarını daha doğru ve verimli bir biçimde kullanmalarına hem de medya araçlarının çocuklarını etkileyecek düzeyde bir risk oluşturmasını önceden engelleyebilmelerine önayak olmaktadır.

Medya araçlarının kullanımı konusunda toplum bilinci oluşturmak isteyen pek çok ülke, bu konuya eğilmekte; her yaştan bireyin bu konuda uzmanlaşmasına yardımcı olacak medya okuryazarlığı dersleri oluşturmaktadır.

Bu doğrultuda Türkiye’de medya okuryazarlığının gelişimine yönelik yürütülen pek çok çalışma olduğunu da belirtelim.

3.   Bilgi Okuryazarlığı

Çağımızın en önemli okuryazarlık türlerinden biri de bilgiyi verimli bir biçimde kullanabilmek şeklinde yorumlanan bilgi okuryazarlığıdır. Bilgi okuryazarlığı nedir sorusunu, edinilmesi istenen bilgiye çok daha kolay yollarla ulaşabilme ve elde ettiği bilgileri doğru ve verimli bir biçimde yorumlayabilme becerisine sahip olmak olarak açıklanabilir.

Dijital dünyada ortaya çıkan bilgi kirliliğini önleme noktasında yükselen bir değer olduğu bilinen bilgi okuryazarlığı konusunda başarılı olmak adına, bir bilgiye hem kütüphane gibi geleneksel araçlardan hem de internet üzerinden erişme yetisine sahip olmak gerekir.

Bilgi okuryazarlığına sahip olmak için bir bilgiye yalnızca erişmek yeterli değildir. Elde edilen bilgilerin eleştiri süzgecinden geçirilerek öyle yorumlanması önemlidir.

Bir okuryazarlık türü olan bilgi okuryazarlığı, her yaştan birey için oldukça önemli olan bir yetenektir. Yalnızca yeni medya araçlarının değil, kütüphanelerin kullanımı ve okuma alışkanlığının edinilmesi de bilgi okuryazarlığını artırma noktasında kritik öneme sahiptir.

Bilgi okuryazarlığını artırmak için aileler çocuklarına doğru medya kullanımını teşvik edebilir, yaptıkları kütüphane ziyaretleri ile çocuklarına kitap okuma alışkanlığı aşılayabilirler.

Geri dönüşümün öneminin anlaşılmasına, Türk mutfağının değer kazanmasına ve Afrika Kıtası’ndaki ülkelere yönelik çok kapsamlı proje ve faaliyetlerin odağında olan Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde yürütülen Kitapsız Okul Kalmayacak Projesi de özellikle de çocuklarda bilgi okuryazarlığını arttırma noktasında son derece besleyicidir.

4.   Dijital Okuryazarlık

Dijital çağın en önemli okuryazarlık türlerinden biri olan dijital okuryazarlık, telefon; tablet; dizüstü ve masaüstü bilgisayar gibi akıllı cihazlardan edinilen bilgilerin anlaşılması ve analiz edilmesi becerisine sahip olmak olarak tanımlanabilir.

Geleneksel okuma yazma biçimlerinden farklı olan dijital okuryazarlığa sahip bireyler, birbirleri ile farklı iletişim araçları vasıtasıyla iletişim kurabilirler.

Dijital vatandaşlığın en önemli öğelerinden biri olan dijital okuryazarlıkta dijital ortamda var olmak ve varlığını başkalarına fark ettirebilmek için gerekli olan becerilere sahip olmak oldukça önemlidir.

Günümüzde, gelişimini sürdüren bir kavram olan dijital okuryazarlık konusunda başarılı olmak için hem akıllı cihazların, hem de sosyal medya araçlarının ve internetin kullanımında bazı kurallara uymak gerekir.

Dijital okuryazarlığa sahip olan bir birey, sözünü etmiş olduğumuz bu kanalları doğru bir biçimde kullanabilmeli ve anlamalıdır.

5.   Duygusal Okuryazarlık

Literatüre kazandırılmış yeni bir kavram olsa da insanoğlunun en önemli becerilerinden biri olduğu düşünülen bir başka okuryazarlık türü de duygusal okuryazarlıktır. Duygusal okuryazarlık nedir sorusu, hissedilen duyguları açık ve uygun cümlelerle ifade etmek ve karşımızdaki kişinin duygularını anlamak olarak açıklanabilir.

Bireylerin hem aile hem arkadaşlık hem de iş yaşamında oldukça önemli bir yere sahip olan duygusal okuryazarlık; yaşamın her alanında başarılı olmayı ve mutlu bir hayat sürmeyi de beraberinde getirir. Duygusal okuryazarlık düzeyi yüksek olan kişiler, karşı taraf ile yaptıkları sözlü ve yazılı iletişimlerde daha etkili bir performans sergileyebilirler.

6.   Matematiksel Okuryazarlık

Gerçek yaşantımızdaki rolünü, yaşımız ilerledikçe anladığımız matematik; matematiksel okuryazarlık olarak okuryazarlık türlerine girmiş olan bir bilimdir. Matematik okuryazarlığını en genel hali ile matematiksel araçları kullanarak problem çözme stratejisi belirleme, sembolik dil ve işlemleri kullanma olarak tanımlamak mümkündür.

7.   Finansal Okuryazarlık

Finansal okuryazarlık nedir sorusu, en açık hali ile finansal durumun etkin ve doğru bir biçimde yönetimini sağlayabilme yetisi olarak yanıtlanabilir. Günümüzde ve ilerleyen yaşlarda oldukça kritik bir yere sahip olan finansal okuryazarlık becerilerinin gelişmiş olması;  bireylerin sahip oldukları bütçeyi kendilerine en çok fayda sağlayacak biçimde yönetebilmelerine de yardımcı olmaktadır.

Temelini, kişisel finans yönetimi yetkinliğinin oluşturduğu finansal okuryazarlık; bireylerin geleceğe dair daha sağlam adımlar artmalarına yardımcı olur.

Anadolu’da Okuryazarlık Tarihi

Daha önce de söz etmiş olduğumuz gibi okuryazarlık, varlığı binlerce yıl öncesine dayanan bir kavramdır. Bununla birlikte dünya genelinde önem kazanması Endüstri Devrimi’nden itibarendir.

Anadolu’da da okuryazarlığın çok eski dönemlere dayandığı bir gerçektir. Milattan önceki yıllarda yazı henüz Anadolu’ya ulaşmamışken Sümerliler tarafından icat edilen çivi yazıları ve Eski Mısırlıların keşfettiği hiyeroglif yazılar, insanlar için birer yazılı iletişim aracı idi. Elbette ki bu yazıların anlaşılabilmesi için bir görsel okuryazarlık birikimine sahip olmak gerekmekteydi.

Yazının, Asurlu tüccarlar tarafından Anadolu’ya getirilmesi ise okuryazarlığın gelişmesinde oldukça önemli bir dönüm noktası olmuştur. Okuryazarlık seviyesi, Anadolu’da hüküm süren çeşitli medeniyetlerin ve devletlerin izlediği politikalar sonucunda tarih boyunca farklılık göstermiştir.

Bununla birlikte Türkiye’de 2013 yılı itibari ile okuryazarlık oranı % 95.78’e kadar ulaşmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu