Bilgi

21 Gün Kuralı Nedir? Gerçekten İşe Yarıyor mu?

21 gün kuralı olarak bilinen bilinçaltının inanç kabul süresi, güzel alışkanlıklar ve daha iyi bir yaşam kurmamıza nasıl yardımcı olur?

Hepimiz iş dünyamızda, hobilerimizde veya kişisel yaşantımızda iyi ve yararlı alışkanlıklar edinmek istiyoruz. Bu alışkanlıkları kazanmanın etmenin en popüler yöntemlerinden birisi 21/90 kuralıdır. Aslında kural oldukça basit.

21 Gün Kuralı Nedir?

21 gün boyunca kişisel veya profesyonel bir hedefe odaklanmak. Tam üç hafta sonra, bu amacın peşinde koşmak artık bir alışkanlık haline gelir. Bu alışkanlığı edindiğinizde, bunu doksan gün daha yapmaya yapmayı sürdürürseniz yani üç hafta ve sonra doksan gün boyunca bir hedefe odaklanabilirseniz, o zaman kalıcı bir yaşam tarzı değişikliği haline gelmektedir.

Bilindiği üzere bir şeye alışmak, alışkanlık kazanmak zihnimizde 20 günde gerçekleşen bir durumdur. Aynı eylemi hareketi 20 gün boyunca yaptığınızda 21. günde alışkanlık kazanmış olursunuz. Mesela sigara alışkanlığı bunlardan biridir.

Örneğin; Araba veya motor kullanmaya ilk başladığımızda vitesi, pedalların hangisinin gaz olduğunu ya da sinyal verirken sürekli düşünürüz ama belli bir süre sonra beynimiz bunu otomatiğe bağlar. Eskiden buna “meleke” denirdi. Yani tekrarlama sonucu kazanılan alışkanlık.

21 gün kuralı nedir
21 gün kuralı nedir?

Peki 21 gün kuralı tam olarak nedir?

Sadece irademizi kullanarak alışkanlıklarımızı değiştirmeye çalışmak ancak kısa bir süre işe yarar. Sonra eski alışkanlıklarımıza ister istemez geri döneriz; çünkü bilinç ile bilinçaltı çatıştığında kazanan daima bilinçaltıdır.

Siz bilinçli olarak isteyerek sigarayı bırakmak isteyebilirsiniz ama bilinçaltınızda sigarayla ilgili olumlu bir kayıt olduğu sürece iradenizi kullanarak sigarayı ancak bir süreliğine bırakabilirsiniz ancak bir müddet sonra yine başlarsınız. Bilinçli zihnimiz dakikada sadece dokuz düşünceyi bilinçli olarak algılayabilir; ancak bilinçaltı bir dakikada 2.3 milyon bilgiyi işlemden geçirebilir.

Olumlu ve olumsuz alışkanlıklarımızın, yaşam deneyimlerimizin, inançlarımızın belleği aslında bilinçaltındadır. Bu alışkanlıklarımızı 21 gün kuralı ile değiştirebiliriz.

Sahip olduğumuz bir alışkanlığı ondan kurtulmaya çalışarak değiştiremeyiz. Ama kendimiz için yeni bir alışkanlık yaratabiliriz. Kötü alışkanlıkları yok etmek, yeni bir alışkanlık edinmekten çok daha zordur. Yeni bir alışkanlığı hayatımıza yerleştirmek için 21 gün boyunca hiç ara vermeden tekrar etmemiz gerekir. Çünkü yeni alışkanlığın zihnimizde ve hücresel belleğimizde kalıcı olarak yerleşmesi 21 gün sürer. Alışkanlıkları sadece tekrarlaya tekrarlaya kazanabiliriz. Yeni alışkanlığın da zihinde kalıcı sinir ağı oluşturması ancak 21 gün tekrar edilerek oluşur. Zihnimiz ve kaslarımız tekrar edilen bir şeyi belirli bir süre sonra otomatik olarak yapmaya başlar. Yürümek, dişimizi fırçalamak ya da ayakkabımızı bağlamak için düşünmüyoruz değil mi?

Bireysel gelişim yolculuğumuzda bilinçaltımıza kuluçka süresi olarak adlandırabileceğimiz belirli bir olgunlaşma süresi tanımanız gerekir. Unutmamanız gereken, bu 21 günlük kuluçka dönemini hiç sekteye uğratmadan istikrarlı bir şekilde tamamlamamız gerektiğidir.

Şimdi 21/90 kuralının tam olarak ne olduğunu belirledik, peki bunu ne amaçla kullanmak gerekiyor? Her gün dişlerimizi fırçalamak kullanmak iyi bir hedef olsa da, hayatımız için yaşam kalitemizi önemli ölçüde arttıracak bir şey yapmamız gerekir. Nerede olursak olalım, her gün yapılabilecek özel bir şey olması gerekiyor. İşte 21/90 kuralı ile takip edilmesi gereken bazı potansiyel hedefler.

Günde sadece yarım saat ayırarak hayata farklı açılardan bakmayı öğrenmek yeni özellikler kazanmak için kitap okuyun.

21 gün kuralı nedir
21 gün kuralı nedir?

Kitap okumanın stresle başa çıkmanız için size yardımcı olduğu bilim adamları tarafından yapılan araştırmalar ile onaylanmıştır. Yoğun ve yorucu geçen bir iş gününün sonunda, okuyacağınız 20-30 sayfalık bir kitap, sizi günün kaygılarından uzaklaştıracaktır.

Çok okuyan insan, çok fazla cümle, dolayısıyla da çok fazla kelime okumuş ve öğrenmiş demektir. Günlük hayatımızda öyle değişik, terimsel kelimeler kullanmıyoruz ya da durduk yere bir sanatçıdan, dünya üzerinde var olan bir yerden bahsetmiyoruz. Kitap okurken öğrendiğimiz bu yeni kelimeler zamanla bizim konuşma tarzımıza yansır. Kelime dağarcığı az olan bir insan, herhangi bir konuyu açıklarken veya tartışırken sürekli tıkanır. Düşünür, bekler, uygun kelimeyi arar. Sürekli kitap okuyan biri ise konuşurken kullandığı kelimelerle tüm dikkatleri üzerinde toplamayı ve kendini dinletmeyi başarır.

Sürekli kitap okuyan birisi, aynı zamanda sürekli geziyor ve görüyor sayılır. Özellikle sürükleyici bir fantastik veya bilim kurgu romanı okuduğumuzda, bambaşka dünyalara yolculuk yaptığınızı hissedersiniz. Bu da gerçekte öyle yerler olmamasına rağmen hayal gücümüzün, hayal etme ve yaratıcılık kabiliyetimizin artmasını sağlar.

Ne kadar çok kitap okursak o kadar çok yeni hayat tanımış oluruz. Okuduğumuz her hikaye, bize başka insanların hayatlarından kesitler sunar. Onların mutluluklarına, hayat tarzlarını, sıkıntılarına, yaşadıkları zorluklara tanık oluyoruz. Çoğumuz normal yaşamda ne yazık ki birbirimize kalbimizi açamıyoruz. Bazen yanlış anlaşılma bazen de sahip olduğumuz egolar buna engel oluyor. Fakat aynı zamanda içten içe insanların bizi anlamasını bekliyoruz. Karşılıklı iletişim kopukluğu ve empati kuramamak, çok büyük anlaşmazlıkların doğmasına sebep oluyor. İşte kitap okuma bize empati kurma yeteneği kazandırıyor. Bu sayede kendimizi karşımızdakinin yerine koyup, onun gibi düşünmeye ve hissetmeye çalışıyoruz.

Şimdi sokaktan kimi çevirip sorsak, hayatından memnun olmadığını söyler. Bu memnuniyetsizlik öyle büyük bir alanı kaplar oldu ki. Kimi insanlar dış görünümünden, kimi insanlar yaşadığı hayattan, kimi insanlar ailesinden şikayetçi. Ve insanoğlunun doğasında olan en büyük gerçeklerden biri şudur ki, herkes yaşadığı acıyı dünyanın en büyük acısı olarak kabul eder. Sonra elimize bir kitap alıp okumaya başlarız. Dünyanın herhangi bir yerinde bizimle aynı yaşta, aynı özellikte olan birinin hayatta kalabilmek için nasıl zorluklarla mücadele ettiğini hatta savaşmak zorunda olduğunu okuruz.

Oyuncaklarıyla oynaması gereken 7 yaşında bir çocuğun, para kazanmak için çalışmak zorunda olduğunu, kariyerinin zirvesinde biri yarış pilotunun, bir kaza sonucu felç kaldığını öğreniriz. Ve bir anda hayata bakış açımız değişir. Artık daha az şikayet edip, daha çok şükür etmeyi öğrenen bir insan oluruz.

Uyandığınız her yeni gün olumlu ve iyimser olun!

pozitif düşün
21 gün kuralı nedir

Birçoğumuzun özellikle son dönemlerde yaşadığı en büyük zorluklardan biri pozitif kalmak. Buna rağmen, olumlu düşünmeye odaklanmanın bir yolu var. Her gün kayda değer bir olumlu şey bulun ve bunu yazın.

Sabah erken kalkıp kendinize güzel bir kahvaltı hazırlamak ve bunu not almak belki buna örnek olabilir. Uzun zamandır ertelediğiniz sigara bırakma konusunda adım atmak veya tuttuğunuz futbol takımının inanılmaz geri dönüşü bile olabilir. 21 gün boyunca iyi bir şeyler yazın. Bazen tekrar yapıyor olabilirsiniz, ancak değişik ve güncel bir şeye odaklanmak çok daha iyidir. Bunu 21 gün yaptıktan sonra, üç ay boyunca devam edin.

Günde birden fazla şey yazabilirsiniz, ancak en azından bir tanesine kesinlikle ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Hayat zaman geçtikçe muhtemelen çok daha güzel ve pozitif görünmeye başlayacak. Olumsuz şeylerin sizi duygusal olarak eskisi gibi aşağı çekemediğini göreceksiniz.

Özel ilişkinizde, stres düzeyinizde, maddi durumunuzda veya sağlığınızda, hayatınızda en çok desteğe ihtiyaç duyduğunuzu düşündüğünüz, en çok çalışmayı gerektiren üç şey bulun. Önce sizin için en önemli olana odaklanın. Her gün biraz çalışın. Her gün sizi bu amaca yöneltmek için bir şeyler yapın. Odaklanma konusunda daha fazla bilgi almak için hemen tıklayın.

Üç hafta ve doksan günlerin sonunda, kendinizde yeterli olmadığına inandığınız diğer özelliğinize geçip işlemi tekrarlayabilirsiniz. Yorulmadan, bıkmadan kendinizi ilerleme kaydederken bulacaksınız.

Yazımızı Michael Bublé‘ın bu başarılı şarkısı ile sonlandırmak istedik. Kendinize İnanın.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu