Ünlü Ressam Claude Monet Kimdir?

Claude Monet, çalışmaları, ışığı ve doğal formları yakalamakla ilgilenen İzlenimcilik sanat akımına isim veren ünlü bir Fransız ressamdır.

Claude Monet 1840 yılında Fransa’da doğdu ve Academie Suisse’e kaydoldu. 1874 yılındaki bir sanat sergisinden sonra, bir eleştirmen sanatçı Monet’in resim stilini gerçekçilikten çok biçim ve ışıkla ilgilendiğinden aşağılamak amacıyla bir şekilde “İzlenim” olarak adlandırdı ve Monet “İzlenimci” olarak anılmaya başladı. Monet hayatı boyunca depresyon, yoksulluk ve hastalıkla mücadele etti.

İlginizi Çekebilir: Claude Monet Hakkında 16 İlginç Bilgi

Claude Monet’in İlk Yılları

Sanat tarihinin en ünlü ressamlarından biri ve eserleri dünya çapında müzelerde görülebilen Empresyonist hareketin önde gelen isimlerinden biri olan Oscar Claude Monet, 14 Kasım 1840’ta Paris’te doğdu. Bir bakkal olan Adolphe Monet’in en büyük oğlu Claude beş yaşındayken aile, Le Havre yakınlarındaki Normandiya kıyılarına taşındı ve burada babasının, ailesinin gelişen gemi levazımatçılığı ve bakkal işinin yönetimini devraldı. Bu olayın biyografik öneminden daha fazlası var çünkü Monet’in sahillerde geçen çocukluğu ve deniz hakkında edindiği samimi bilgiler ve hızla değişen Norman havası, bir gün onun yeni doğa vizyonunu doğuracaktı.

Claude Monet’in bir sanatçı olarak ilk başarısı, 15 yaşındayken dikkatle izlenen ve iyi çizilmiş karikatürlerin satışıyla geldi. Bu ilk yıllarda yelkenli gemilerin karakalem çizimlerini de yaptı, bunlar net betimlemeleri açısından neredeyse teknikti. Teyzesi olan Marie-Jeanne Lecadre amatör bir ressamdı ve belki de onun önerisiyle Claude Monet yerel bir sanatçı ile çizim yapmaya gitti. Ancak bir ressam olarak hayatı, biraz kibirli öğrenciyi açık havada resim yapma pratiğiyle tanıştıran Eugène Boudin ile arkadaş olana kadar başlamadı.

İlginizi Çekebilir: Bir Claude Monet Eseri: Jeanne-Marguerite Lecadre Bahçede

İlk olarak 1859 ve 1860 yıllarında Paris’i ziyaret etti. Paris’te Barbizon-okulu ressamları Charles Daubigny ve Constant Troyon’un çalışmalarından etkilendi. Ailesinin canını sıkacak bir durum olsa da École des Beaux-Arts’a kaydolmayı reddetti. Bu teklifin yerine, ileri düzey sanatçıların çok sık uğradığı yerlere uğradı ve Camille Pissarro ile tanıştığı Académie Suisse’de çalıştı. Bu gayri resmi eğitim, askerlik çağrısıyla kesintiye uğradı; 1861’den 1862’ye kadar Afrika’nın ışığı ve renginden heyecan duyduğu Cezayir’de görev yaptı. Monet’in hizmet için Cezayir’i seçmesi, belki de renk çalışmaları 1832’de Fas’a yaptığı ziyaretten etkilenen Romantik ressam Eugène Delacroix’e olan hayranlığının bir sonucuydu.

1862 yılında Claude Monet, tahminlere göre hastalık nedeniyle Le Havre’ye döndü ve yine Boudin ile denizi boyarken, Hollandalı deniz ressamı Johan Barthold Jongkind ile de tanıştı. O yılın ilerleyen saatlerinde Paris’te, bu kez atölyesinde sanatçılar Frédéric Bazille, Alfred Sisley ve Pierre-Auguste Renoir ile tanıştığı akademisyen Charles Gleyre ile eğitimine devam etti. Daha sonrasında grup, ustalarıyla anlaşmazlıkların yaşanmasının ardından Fontainebleau ormanındaki Barbizon yakınlarındaki Chailly-en-Bière köyüne doğru yola çıktı. Monet, bu dönemde – ya da en azından 1872’den önce – Fransa’daki modern resmin gelişimi üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan dekoratif ve düzlükleri olan Japon baskılarını keşfetti.

İlginizi Çekebilir: Pierre-Auguste Renoir’in En Ünlü 10 Eseri  

Claude Monet’in üretken gençlik döneminin istisnai başarıları, fırça darbelerini İzlenimci üslubun ayırt edici özelliği olacak karakteristik kırık dokunuşlara ayırmaya başlamadan önce, 1865 ve 1870 yılları arasında tamamladığı eserlerde ölçülebilir. Bu erken dönem çalışmaların en iddialılarından biri (güya Gustave Courbet’in olumsuz yorumlarından dolayı asla bitirilemeyen), adını Édouard Manet’in kötü şöhretli tablosundan alan Le Déjeuner sur l’herbe (Kırda Öğle Yemeği) idi. 1863’te Salon des Refusés’de gösterildi. Rönesans görsel fikrinin çağdaş bir ortama şok edici bir uyarlaması olan Édouard Manet’in başyapıtının aksine Monet’in resmi, son derece çağdaş ama kışkırtıcı olmayan, modaya uygun giyinmiş bir grup piknikçinin ormandaki bir temsiliydi. Ancak Claude Monet, Édouard  Manet’le uydurma tarihi, romantik veya hayali konulardan çok modern yaşamın gerçek sahnelerini temsil etme endişesini paylaştı.

Genel olarak bakıldığında izlenimcilik, orta sınıf yaşamının zevklerinin bir kutlamasıydı; gerçekten de öyle görünüyor çünkü Monet’in bu dönemdeki konusu genellikle karısı, oğlu ve bahçesinin bulunduğu ev sahnelerini içeriyordu. Yine de, la vie moderne (“modern yaşam”) resmi yapmak Monet’in sanatının birincil amacı olmayacaktı. Onun durumunda daha önemli olan, radikal doğa görüşünü uygulamak için durmaksızın resimsel araçlar arayışıydı.

İlginizi Çekebilir: Claude Monet’in 10 Ünlü Tablosu

Claude Monet’in Olgunluk Yılları

Claude Monet açık havada çalışmayı severdi ve bu resim gezilerinde bazen Renoir, Sisley ve Bazille eşlik ederdi. Monet, Paris’te her yıl düzenlenen bir jürili sanat sergisi olan Salon of 1865’e kabul kazandı; gösteri, deniz manzaraları olan iki resmini seçti. Monet’in çalışmaları bazı eleştiriler almasına rağmen yine de finansal olarak mücadele etti.

Ertesi yıl, Monet Salon’a katılmak için tekrar seçildi. Bu kez gösteri yetkilileri, sevgilisi ve müstakbel eşi Camille Doncieux’nün yer aldığı bir manzara ve Camille veya The Woman with a Green Dress (Yeşil Elbiseli Kadın) portresini seçti. Camille Doncieux mütevazı bir geçmişe sahipti ve Monet’ten önemli ölçüde daha gençti. Hayatı boyunca sayısız resim için oturmuş, onun için bir ilham perisi olarak hizmet etmişti. Çift, 1867’de ilk oğulları Jean’in doğumunda büyük zorluklar yaşadı. Monet’nin mali sıkıntısı vardı ve babası onlara yardım etmek istemiyordu. Monet bu duruma o kadar üzüldü ki, 1868’de Seine Nehri’nde kendini boğmaya çalışarak intihara teşebbüs etti.

Neyse ki Louis-Joachim Guadibert, Monet’in çalışmalarının patronu oldu ve bu da sanatçının çalışmalarına devam etmesini ve ailesine bakmasını sağladı.

İlginizi Çekebilir: Claude Monet Hakkında Bilmeniz Gereken 10 İlginç Gerçek

Işığın ve Rengin Ustası: “İzlenim, Gün Doğumu”

1870’ler başladığında, Monet doğal fenomen arayışına devam etti. Fransız-Alman Savaşı’ndan kaçınmak için oğlu ve yeni evlendiği Camille’i bırakıp Londra’ya gitti. Orada Pissarro ile birlikte, Daubigny tarafından satıcısı olacak olan Paul Durand-Ruel ile tanıştırıldı. 1871 ve 1872’de Hollanda’da kanallar, tekneler ve yel değirmenleri çizdi ve tekrar Le Havre’da çalıştı.

Dönüşünde Monet, Paris yakınlarındaki Seine üzerinde Argenteuil’de bir ev kiraladı. Orada yaşadığı yıllar, Empresyonist hareketin zirvesine işaret ediyor. 1874’te Empresyonistlerin çalışmalarının resmi Salon dışında, bağımsız bir sergisinin düzenlenmesine yardımcı oldu. Monet’in sergideki çalışmalarından biri olan Impression: Sunrise (İzlenim: Gün Doğumu), gazeteci Louis Leroy’a gruba adını vermesi için ilham verdi.

İlginizi Çekebilir: Ünlü Ressam Pierre-Auguste Renoir Kimdir?

Aşağılayıcı olması amaçlanmış olsa da, terim uygun görünüyordu. Monet; güçlü renkler ve cesur, kısa fırça darbeleri kullanarak doğal dünyanın özünü yakalamaya çalıştı; o ve çağdaşları, klasik sanatın harmanlanmış renklerinden ve düzgünlüğünden uzaklaşıyorlardı. Monet ayrıca endüstri unsurlarını manzaralarına getirerek formu ileriye taşıdı ve daha çağdaş hale getirdi. Monet, 1874’teki ilk gösterilerinden sonra İzlenimcilerle birlikte sergilemeye başladı ve 1880’lere kadar devam etti.

Monet’in kişisel hayatı bu sıralarda zorluklarla işaretlendi. Karısı ikinci hamileliği sırasında hastalandı (ikinci oğulları Michel, 1878’de doğdu) ve durumu kötüleşmeye devam etti. Monet, ölüm döşeğinde onun bir portresini çizdi. Monet ailesi, ölmeden önce Ernest ve Alice Hoschede ve altı çocuğuyla birlikte yaşamaya başladı.

Camille’in ölümünden sonra Monet, Ice Drift serisi olarak bilinen korkunç bir dizi resim yaptı. Alice’e daha da yakınlaştı ve ikisi sonunda romantik bir ilişkiye girdi. Ernest zamanının çoğunu Paris’te geçirdi bu yüzden o ve Alice asla boşanmadı. Monet ve Alice, 1883’te çocuklarıyla birlikte, sanatçı için büyük bir ilham kaynağı olacak ve onun son evi olduğunu kanıtlayacak bir yer olan Giverny’ye taşındı.Daha sonra Ernest’in ölümesiyle Monet ve Alice 1892’de evlendi.

Monet, 1880’lerin sonlarında ve 1890’larda finansal ve eleştirel başarı elde etti. Aynı zamanda iyi tanınacağı seri tablolara başladı.

İlginizi Çekebilir: Salvador Dalí Kimdir?

Giverny’de, orada yaratılmasına yardım ettiği bahçelerde açık havada resim yapmayı severdi. Havuzda bulunan nilüferler onun için özel bir çekiciliğe sahipti ve hayatının geri kalanında birkaç seri çizdi; gölet üzerindeki Japon tarzı köprü de çeşitli çalışmalara konu oldu. (1918’de Monet, Ateşkes’i kutlamak için nilüfer resimlerinden 12’sini Fransa ulusuna bağışladı.)

Monet bazen başka ilham kaynakları bulmak için seyahat ederdi. 1890’ların başında, kuzeybatı Fransa’daki Rouen Katedrali’nin tam karşısında olacak şekilde bir oda kiraladı ve yapıya odaklanan bir dizi eser çizdi. Farklı resimler binayı sabah ışığı, öğlen, gri hava ve daha fazlasını gösteriyordu. Bu tekrar, Monet’in ışığın etkilerine duyduğu derin hayranlığın bir sonucuydu.

Katedralin yanı sıra Monet, günün belirli bir saatinin hissini bir manzara veya yer üzerinde aktarmaya çalışarak defalarca birkaç şey boyadı. Işığın saman yığınları ve kavak ağaçlarının formlarında yaptığı değişiklikleri de bu sıralarda iki farklı resim serisinde odakladı. 1900’de Monet, Thames Nehri’nin sanatsal ilgisini çektiği Londra’ya gitti.

Claude Monet’in Son Yılları

1911’de Monet, sevgilisi Alice’in ölümünden sonra depresyona girdi. 1912’de sağ gözünde katarakt geliştirdi. Sanat dünyasında Monet, avangardın dışına çıktı. İzlenimciler, bazı yönlerden Pablo Picasso ve Georges Braque liderliğindeki Kübist hareket tarafından değiştirildi.

İlginizi Çekebilir: Pablo Picasso Kimdir?

Ama yine de Monet’in çalışmalarına büyük bir ilgi vardı. Bu dönemde Monet, Paris’teki bir müze olan Orangerie des Tuileries tarafından sipariş edilen 12 nilüfer resminden oluşan son bir seriye başladı. Müzedeki tuvaller için özel bir alanın duvarlarını dolduracak şekilde tasarlanmıştı ve onları çok büyük ölçekte yapmayı seçti; görüntülerin ziyaretçilerin “aşırı çalışan sinirlerini” yatıştıracağına inanarak eserlerin “huzurlu bir meditasyon cenneti” olarak hizmet etmesini istedi.

Orangerie des Tuileries projesi Monet’in sonraki yıllarının çoğunu tüketti. Monet bir arkadaşına yazdığı mektupta, “Bu su ve yansıma manzaraları benim için bir saplantı haline geldi. Yaşlı bir adam olarak gücümün ötesinde ama yine de hissettiklerimi yansıtmak istiyorum” dedi. Monet’in sağlığı da bir engel oldu. Neredeyse kör olan ve her iki gözü de artık katarakttan ciddi şekilde etkilenen Monet, 1923’te hastalık için ameliyat olmayı nihayet kabul etti.

Monet, hayatının başka noktalarında da yaşadığı gibi, sonraki yıllarda depresyonla mücadele etti. Bir arkadaşına şöyle yazmıştı:

“Yaşlılık ve üzüntü beni yıprattı. Hayatım başarısızlıktan başka bir şey olmadı ve bana kalan tek şey, ben ortadan kaybolmadan önce resimlerimi yok etmek.” Çaresizlik duygularına rağmen son günlerine kadar resim çalışmalarını sürdürdü.

Monet 5 Aralık 1926’da Giverny’deki evinde vefat etti. Monet bir keresinde şöyle yazmıştı:

“Tek meziyetim, doğrudan doğanın önünde resim yapmış olmak, izlenimlerimi en kısa süreli etkilerle yansıtmaya çalışmaktır.”

Ayrıca 1980’den beri Monet’in Giverny’deki evi Claude Monet Vakfı’na ev sahipliği yapmaktadır.

İlginizi Çekebilir: Mona Lisa’nın Yaratıcısı Leonardo da Vinci Kimdir?

Claude Monet’in Mirası

Eleştirel beğeni almak yavaş olsa da Monet kariyeri boyunca koleksiyoncuların, özellikle de 1880’lerde çalışmalarını keşfeden Amerikalıların özel desteğini çekti. Diğer sanatçılar üzerindeki etkisi, Vincent van Gogh gibi yakın çağdaşlarından Émile Bernard, Pierre Bonnard, Henri Matisse ve Maurice de Vlaminck gibi çeşitli yeni nesil sanatçılara kadar geniş bir yelpazedeydi.

1886-1914 yılları arasında, ağırlıklı olarak Amerikan sanatçı kolonisi Giverny’de onun etrafında toplandı ve onu modern Fransız resminin bir örneği olarak gördü. Onun taze paletini, konusunu ve spontane tarzını benimsediler ve sonunda bu unsurları Amerikan sanatına tanıttılar.

İlginizi Çekebilir: Pierre-Auguste Renoir Hakkında 18 Gerçek

Ölümünden sonra, Monet’in çağdaş sanat üzerindeki etkisi; Van Gogh, Paul Cézanne, Matisse ve Marcel Duchamp gibi sanatçıların daha radikal örneklerini tercih eden avangardlar arasında azaldı. 1950’lerin başında, çalışmalarına ilgi yeniden canlandı. Monet’in destansı ölçeği ve biçimsel yenilikleri Mark Rothko ve Jackson Pollock gibi Soyut Dışavurumcu ressamları etkiledi ve onun önemine ilişkin genel bir bilimsel yeniden değerlendirme gelişmeye başladı. Çalışmalarının çılgınca popüler retrospektif sergileri, 20. yüzyılın son on yıllarında dünyayı gezdi ve modern Batı resim geleneğinin en önemli ve popüler figürlerinden biri olarak ününü sürdürerek, benzersiz bir halk cazibesi oluşturdu.

Çoğu sanat tarihçisi Monet’in bundan çok daha fazlasını başardığına inanır: Geçmişin geleneklerini sarsarak resim dünyasını değiştirmeye yardım etti. Monet, eserlerinde formları çözerek sanatta daha fazla soyutlamanın kapısını açtı ve Jackson Pollack, Mark Rothko ve Willem de Kooning gibi sonraki sanatçıları etkilemekle tanınır.

Resme yaptığı katkılarla oldukça önemli ressamlardan biri olmakla beraber Claude Monet’siz bir İzlenimciler düşünülemez.

İlginizi Çekebilecek Bir Başka İçeriğimiz: Ünlü İtalyan Ressam Michelangelo Merisi da Caravaggio Kimdir?